Geçmiş yıllarda hepimiz hatırlarız, sık sık baskınlar yapılır, fırınlar, lokantalar, üretim yerleri denetlenir, haberlerde, araştırma programlarında saatlerce konular işlenirdi.
O kadar gündem olmuştu ki, artık işyeri sahipleri gazeteci, zabıta, tarım çalışanı denilince kaçacak yer arıyordu, başlarında bonelerle geziyorlardı.
Neden ! İnsan sağlığını tehdit ettiklerini onlarda biliyordu. Korkuyorlardı, cezalardan değil deşifre olmaktan, rezillikten. Zaten cezalar da o kadar caydırıcı değildi.
Bir konuşma hala kulaklarımdadır, fırını hamam böcekleriyle dolu bir işyeri sahibi yakayı ele verince, 'Siz böceğin tarihini biliyor musunuz ? Bu böcek bir tane muzun içerisinden, Güney Afrika'dan Türkiye'ye geldi. Ben mi davet ediyorum onları buraya'
Güler misin, Ağlarmısın...
Neyse ki, yasal düzenlemeler ve denetimlerle gıda terörü yapanlar azaldı, bitti mi bitmedi, yine insan sağlığıyla oynayan oynayana.
Tarım bakanlığı güzel bir uygulama başlattı, hepsini tek tek deşifre ediyor, ürünler toplanıyor, bizde bilgileniyoruz, almıyoruz bir daha o ürünleri.
İlkadım Belediyesi geçtiğimiz günlerde gıda toptan satıcılarının bulunduğu yerde bir firmaya yönelik baskın düzenliyor. Büyük bir faciayı önlüyor.
Aman Allahım...
1 ton yeniden piyasaya sürülecek, son kullanım tarihi geçmiş 'resmen zehir' niteliğinde gıda ürünleri ele geçiyor. Olayın bir diğer vahim tarafı ise ağırlıklı çocukların tüketeceği şekerleme türlerinin satışa hazırlanıyor olması.
Eh be vicdan...
Benim gözümde bu resmen 'Cinayete teşebbüs'. Kendi çocuklarına onları yedirirler mi ? Çok merak ediyorum.
Ürünler imha ediliyor, cezalar kesiliyor da, ben cezaların daha da artırılması kanaatindeyim. Cepleri iyice yanmalı, hapis cezası da getirilmeli. Bunun için hukuki düzenlemeler, net şekilde korkulu rüyaları olmalı.
Tabi en başta 'Vicdanları' onları hapis etmeli.
Bilmediğimiz, görmediğimiz yerlerde bu gıda cinayetleri hala işleniyordur. Büyük firmalar, küçük işletmeler yapılan testleri, numuneleri bir şekilde kılıfına uydurmaya çalışıyor mudur?
Son kullanım tarihi geçmiş ürünleri yeniden işleyip piyasaya sürüyor mudur?
Ya da çevreye zehir saçıyorlar mıdır?
Bilmiyorum.
Bildiğim tek bir şey var, üç kuruş için kimse insan sağlığıyla oynamamalı, teşebbüs etmemeli, etmek isteyen varsa da bin defa düşünmeli.
İhbar edelim ! Yediğimiz içtiğimiz, alışveriş yaptığımız nereler varsa, bir eksiklik gördüğümüzde yetkililere bildirelim. Takip edelim.
Bu gıda terörüne karşı el ele verelim, sağlığımızı tehdit edenleri elimizin tersiyle kenara itelim.
Nerede o herkese örnek olan Ahilik anlayışı, Nerede ?
Neden yok oldu, bileniniz var mı.