Bu işten kaçış kurtuluş yok, halkın önüne gelecek.
Yeni Anayasa’nın yani Cumhurbaşkanlığı sisteminin hayata geçeceği düzenleme meclisten geçti, geçti de yankıları hala sürüyor.
Nasıl durdursak arayışları katmerli sürüyor.
Düzen bozuluyor, vesayet bitiyor.
Halk oylamayı bekliyor, CHP son hamle olarak Anayasa Mahkemesi’ne iptal istemi için dava açmaya hazırlanıyor.
Halkın karar vereceği bir konuda, halkın vekalet verdikleri asillerden önce karşı çıkıyor. Asiller yani halk ‘Kararı biz vereceğiz’ diye beklerken muhalefet düz duvara tırmanıyor.
Tabi Anayasa Mahkemesi’ne başvuru bir Anayasal hak. Başvurulabilir ama sürecin artık uzamaması gerekli.
Türkiye’nin bu tartışmalardan uzaklaşması, halkın kararını vermesinin ardından büyük bir oranla ‘Evet’le yeni sistemle, gelişim ve güçlenme sürmeli.
Ülkemizin bekası her şeyden önemli.
Hatırlarsanız, 2007 yılında Cumhurbaşkanını halkın seçmesi için yapılan Anayasa değişikliğinde artık düz duvarın sınırları bile zorlanmış, 367 gibi olmayan sonradan üretilmiş bir rakamsal hamle ile engellenmeye çalışılmıştı.
Ne oldu ?
Cumhurbaşkanını halk seçti ve şuan görevde.
Vesayetçi anlayış elinden geleni yapmış ama düzen bozulmuş, halk kararını vermişti.
Şimdi, Cumhurbaşkanlığını getiren sistemin de engellenmesi için aynı, benzer hamleler ortaya çıkacak, çıkıyor da.
Meclis kararını vermiş, işi yokuşa sürmenin bir mantığı yok.
Burası Muz Cumhuriyeti’de değil. Hukuki açıdan bir eksiklik varsa tabi ki de yine hukuk ve Anayasa kapsamında değerlendirilebilir.
‘Evet’ için özellikle sosyal medyada şimdiden kampanyalar başlatıldı. Birçok ünlü isim ‘Evet’ kararını açıkladı.
Bunun karşısında ‘Hayır’ kampanyaları da ufaktan başlıyor gibi.
Özellikle CHP kanadından ‘Evet’ kampanyaları için tepki geldi. Normal ama ‘Hayır’ kampanyası için bir şey söylenmemesi ise düz duvarın ikinci kademesini ortaya çıkardı.
Türkiye’de düz duvar anlayışı elbet, Nisan ayından sonra her halde tamamen bitecek !
Yanlış söyledim, yapılacak çok iş var gibi gözüküyor, onun için yeni düz duvar anlayışları daha çok sürer.
**********
Parktek Otopark İşletmeleri Genel Müdürü Ömer Gürcan ve şirketin avukatları basın mensupları ile bir araya gelerek akıllardaki tüm soruları cevapladı.
Uzunca da bir toplantı oldu. Biz sorduk onlar anlattı.
Sonuç itibariyle caddelerde alınan park ücretleriyle ilgili Ödenmeli mi ?, Ödenmemeli mi ?, Yasal mı, değil mi ? konusu bizi ilgilendiren kısmı.
Detaylı bir şekilde verilen brifingde şuan yasal olarak hiçbir sıkıntının olmadığı, tüm işlemlerin hukuk içerisinde olduğu belirtildi ve anlatıldı.
Tabi devam eden mahkemeler var ama gelinen şu aşamada her vatandaşın belirlenen noktalarda yaptıkları parklar karşılığı, ödeme yapmak zorunda.
Firma temsilcisi, tüm işlemlerin kanuni olduğunu, hiçbir spekülasyona aldırış edilmemesi konusuna dikkat çekerken, aldıkları ücretlerin sadece park ücreti olduğunu vurguladı.
Genel Müdür Gürcan, önemli bir müjdeyi de verdi.
Parkomat borcundan dolayı ihtarname giden veya icra takibinde olan vatandaşlara, 10 Şubat'a kadar başvuru yapmaları halinde indirim ve ödeme kolaylığı yapacaklarını duyurdu.
İnsanların kafasında bir karışıklık olduğunu, artık bunun netleşmesi gerektiğine vurgu yapan Gürbüz, ‘Kesilen ücretlerin hukuken mutlaka ödenmesi gerektiğinin’ altını net bir şekilde çizdi.
‘Helalleşelim’ diyerek iyi niyet olgusunu öne çıkaran Gürcan, uygulamanın şehrin trafik düzenine büyük katkı sağladığına da dikkat çekti.
Bize verilen bilgiler ve mahkeme evrakları firma yetkililerini haklı gösteriyor.
Tabi yeni bir hukuk kararı çıkmadıkça, yeni gelişmeler olmadıkça.
Kısacası, park ücretleri ödenmeli, kolaylıktan ise faydalanılmalı.